Bu lezyonlar HPV yani human papilloma virus ile oluşan lezyonlardır. HPV enfeksiyonu cinsel yol ile bulaşan ve genital siğil olarak bilinen kondilom’ ların oluşmasından sorumlu olan viral bir enfeksiyondur. Papillomaviruslar epitelyal dokuyu enfekte eden küçük DNA viruslarıdır. Human Paplillomavirus serviks kanseri etyolojisinde oldukça önemli yer tutar . Kutanöz veya mukozal 100’ün üzerinde HPV tipi tanımlanmıştır. Vücudun değişik bölgelerindeki stratifiye skuamöz epiteli enfekte eder. Kutanöz HPV’ler el ve ayaklarda siğillere yol açar. Diğer bir grup HPV de mukoza, anogenital bölge, orofarenks ve üst solunum yollarını tutar. Bunların 2 düzinesinden fazlası anogenital bölgeyi enfekte eder. Anogenital bölgeyi tutan 40 kadar HPV de kansere yol açmadaki rolüne göre yüksek risk ve düşük risk olarak adlandırılır.
Yüksek risk grubunda 13 HPV (16,18,31,33,35,39,45,51,52,56,58,59,68) vardır. Tip 16 ve 18 en sık saptanan yüksek risk HPV’ler olup % 71 serviks kanserinden sorumludur. Seksüel aktif kadınların %75’i hayatlarının bir döneminde HPV ile enfekte olmaktadırlar. Servikal sitoloji sonucu negatif olan kadınlardaki HPV enfeksiyon prevalansı %10-15 arasında değişmektedir. Bu oran genç yaşlarda artmaktadır. Türkiyede yapılan bir çalışmada 1032 hastada 41 (% 4) HPV-DNA testi pozitif bulunmuştur.
Genital siğiller, HPV virüsü enfeksiyonu sonucu hem kadında hem de erkekte daha sıklıkla genital bölgede, makat etrafında ve nadiren de ağızda oluşur. Bu siğiller veya diğer adı le kondilom yapıları Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu sonucu oluşan karnıbahar görünümünde, bazen tek , bazen çok sayıda, bazen toplu iğne başı kadar ufak, bazen de 4 cm çapına (ender durumlarda çok büyük çaplı ) erişebilen ağrısız kitleler ve papiller oluşumlardır. Herhangi bir şikayete yol açmazlar yani kaşıntı, ağrı gibi belirtileri yoktur. Beyaz renkli, üzeri pürtüklü, et parçalarıdırlar.
HPV Enfeksiyonları
HPV (human papilloma virus) cinsel bölgede ve deri ile mukozalarda enfeksiyon yapan ve condyloma acuminatum (kondiloma aküminatum) adı verilen siğil şeklinde kitlelerin oluşumuna neden olan bir çeşit virüstür. Birçok virüs hastalığında olduğu gibi HPV virüsü de bir kez vücuda girdiğinde hücreler içinde yerleşir ve zaman zaman alevlenmelere yol açarak tekrarlayan enfeksiyonlar oluşturur. Bu yüzden HPV enfeksiyonu kesin tedavisi olmayan bir hastalık olarak kabul edilir. Vücutta yaptığı hastalıklar yalnızca siğillerle sınırlı değildir. Rahim ağzı kanseri, dış genital organ kanseri (vulva kanseri), anüs kanseri, penis kanseri, boğaz kanseri gibi kanser ve kanser öncesi değişikliklerden sorumlu bir virus ailesidir HPV.
HPV’ nin şu an bilinen ve sınıflanan 100’den fazla alt tipi vardır. Bunların bir kısmı sadece üreme sisteminde enfeksiyona neden olurlar ve bunlara genital HPV adı verilir. En sık HPV tip 6 ve 11 genital siğillere neden olmaktadır. Fakat HPV tip 16,18, 31,45 ide içeren 15-16 tipi rahim ağzında hücresel değişikliklere yol açmaktadır. Rahim ağzı kanseri tanısı konmuş kadınların % 97 sinde HPV virüsü saptanmaktadır. Kadın kanserleri içinde ön sıralarda yer alan rahim ağzı kanserinin (serviks kanseri) en önemli, hatta belki de tek nedeni HPV enfeksiyonudur. Bu sebep dolayısı ile HPV virüsü ve meydana getirdiği genital siğiller tespit edildiğinde mutlaka tedavi edilmeli ve hastalar doğru bir şekilde yakından takip edilip smear testi ve gerektiğinde kolposkopik incelemeleri yapılmalıdır. Şu da bir gerçektir ki, HPV virüsünun bir sonucu olan genital siğil (kondilom) varlığında bu virüsün bulaştırıcılığı çok fazladır.
HPV Virüsü Nasıl Bulaşır? Genital Siğil Nasıl Oluşur?
HPV cinsel yolla bulaşan en sık hastalıktır. Cinsel bölgeyi enfekte eden HPV’ ler temas yolu ile kolayca yayılırlar. HPV’ nin bir kişiden diğerine bulaşması için mutlaka tam bir ilişki olması gerekmez. Enfekte olan cilt bölgelerinin birbiri ile teması ile de hastalık bulaşabilir. Tam bir cinsel ilişki olmadan dışarıdan “sürtünme” yolu ile gençlerde de sıklıkla bulaşabilmektedir.
Bulaşma olduktan sonra bulgular bazen birkaç ay, bazen de birkaç yıl sonra ortaya çıkabilir. Hatta bazen virüs yıllarca hiçbir bulgu vermeden vücutta kalabilir. Hastaların büyük bir kısmında 2-6 ay içinde belirti verir. Aktif genital lezyonların varlığında bulaşıcılık en yüksektir. Siğiller ortaya çıkıp tedavi edildikten sonra yeniden siğil çıkmadan geçen dönem ne kadar uzunsa bulaştırıcılık da o oranda azalmaktadır.
Kondilomların bulaşması genital HPV hastalığı taşıyan bir bireyle girilen her türlü cinsel ilişki ile mümkün olabilir. Virüs, ilişki sırasında ciltte ortaya çıkan mikroskopik yırtıklar ve sıyrıklar vasıtası ile ciltten cilde temas yolu ile bulaşır. Virüsün erkek menisi içinde de saptanması vücut sıvılarının teması yolu ile de bulaşabileceğini düşündürmektedir. Virus ile temas eden herkeste enfeksiyon bulguları ortaya çıkmaz, ancak kondülom ortaya çıkan bireylerin % 60-90’ının partnerinde de virüs olduğu saptanmıştır. Virüs bir kere vücuda girdikten sonra uzun yıllar sessiz kalabilir. Cinsel yönden aktif olan herkeste görülebilir ve bir çok cinsel aktif kişi HPV virüsü için taşıyıcı “portör” olabilir.
Genital Siğil, Kondilom Belirtileri Nelerdir?
* HPV ile temas ve bulaşma olduktan sonra mutlaka hastalık ortaya çıkmaz. Aslında çoğu kişide HPV vücudun kendi savunma sistemi tarafından etkisiz hale getirilir. Bir başka olasılık da virüsü alan kişide uzun süre hiçbir belirti ortaya çıkmamasıdır. Kişi yıllarca hiçbir yakınma ortaya çıkmadan yaşayabilir. Ancak bu durum hastalığı yaymasına engel değildir ve ilişkide bulunduğu kişilere hastalığı bulaştırabilir. Bu durum sessiz enfeksiyon olarak adlandırılır. Genital siğil oluşumuna sebep olan HPV virüsünü hiç bir belirti vermeden taşıyan kişilere de “portör” adı verilmektedir.
* Genelde dış genital bölgede küçük siğiller ortaya çıkar. Bunlar kişinin kendisi tarafından görülebilir ya da elle hissedilebilir. Siğiller yumuşak,ciltten hafif kabarık, pembe-beyaz renkli, karnıbahar benzeri oluşumlardır. Tek ya da grup halinde olabilirler. Zaman zaman dışarı kabarık olmayıp düz olarak bulunurlar. Nadiren vajina içinde, makat çevresinde görülebilirler. Anal yada oral seks sonrasında ağız içi ve makat içinde de siğiller ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda vajina içinde ve rahim ağzı üzerinde de siğiller olabilir. Kondilom da ağrı, kaşıntı, yanma gibi belirtiler olmaz.
* Tedavi edilmediği taktirde siğillerin davranışı kişiden kişiye çok değişkenlik gösterir. Bazen çok az sayıda oluşur ve uzun süre aynı kalabilir, bazen hızla yayılarak çoğalır ve ilerler, belirli bir süre sonra kendiliğinden kaybolabilirler.
HPV Tanısı Nasıl Konur?
Genital siğillerin görülmesi hem erkekte hem de kadında HPV tanısını koydurur. Bazen bazı asit içeren solüsyonlar uygulanarak ciltteki renk değişikliklerinden siğil olup olmadığı anlaşılabilir. Dıştan görünen herhangi bir lezyonun olmadığı durumlarda rahim ağzının büyüteç benzeri kolposkop adı verilen bir cihaz ile incelenmesi ile tanı konabilir. En küçük şüphede lezyondan alınacak küçük bir parçanın patolojin incelenmesi tanıyı kesin koydurur. Fakat genellikle lezyonlar çok tipik olduğundan hekimin göz ile muayenesi HPV, genital siğil tanısı koydurmakta yeterlidir.
Kondilom tanısı konan kişilerin partnerleri de mutlaka muayene olmalı ve gerekir ise genital siğil için tedavi edilmelidir. Çünkü tedavi edilmemiş bir eş enfeksiyonun sürekli yeniden bulaşmasına neden olabilir. HPV kan dolaşımına geçmediği için kanda bu virüsü saptamak mümkün değildir. Yani sanılanın aksine HPV tanısını bir kan testi ile koymak mümkün değildir ve HPV-genital siğil ‘e özgün bir kan testi incelemesi yoktur…
Gebelik, Hamilelik Sırasında HPV Enfeksiyonunun Önemi Nedir?
Genital siğillerin yayılma oranı genellikle vücudun savunma sisteminin o sıradaki gücüne bağlı olarak değişir. Gebelikte salgılanan gebeliğe özgü bazı hormonlar nedeniyle savunma sistemi geçici olarak zayıflar bu nedenle siğiller gebelikte anormal bir hızla çoğalma eğilimi gösterirler. Ancak gebelik sonrası hızla geriler ve kaybolabilirler. Bu nedenle çok ciddi bir sorun olmadıkşa gebelikte siğilleri tedavi etmek istemeyiz. Çünkü hızla tekrarlama şansı yüksektir.
Kondillomların varlığı genellikle doğum şeklini etkilemez. Eskiden kondillom geçirmiş gebelerde sezeryan ile doğum tercih edilirddi. Amaç virusun bebeğe bulaşma riskini yoketmekti. Ancak günümüzde doğum sırasında aktif lezyon olmadığı sürece bu kişilerin normal vaginal doğum yapabilecekleri ve bebeğin etkilenmeyeceği gösterilmiştir.
Genital Siğillerin Tedavisi
Genital siğilleri gerçek anlamda tedavi eden kişinin kendi bağışıklık sistemidir. Zaten siğillerin hızla yaygınlaştığı dönemler, çeşitli nedenlerle savunma sisteminin zayıf olduğu dönemlerdir. Bu nedenle eğer şok yaygın değillerse ve hızla çoğalmıyorlarsa hasta ile konuşarak bunun kanser riski tağımadığı ev eninde sonunda kendiliğinden kaybolma şansı olduğu anlatılarak beklenebilir.
Tedavide lezyonları yok etmeye yönelik çeşitli yöntemler kullanılabilir. Elektrokoterizasyon (elektrik akımı ile yakma), kiryoterapi (dondurma), LEEP (tel looplarla keserek çıkartma), bistüri ile cerrahi olarak çıkartma gibi teknikler kullanılabilir. Ayrıca imiqumod isimli birmadde içeren kremler sürülerek lezyonlar yok edilebilir. İmiqumod o bölgede vücudun savunma sistemini güçlendirerek lezyonları yok eder. Genellikle cerrahi yöntemler ve imiqumod birlikte kullanılır. Ancak lezyonların tekrarlama riski yüksektir. Genellikle her hastada aralıklarla ortalama 2-3 kez tedavi gerekir.